Kayıtlar

Liderlik ve strateji üzerine

  Liderlik ve strateji üzerine Birbirinin ayrılmaz parçası olarak görülen bu iki konu bir yazının konusu yapılmıştır. Amaç, okuru derinliğine bilgilendirmek yerine konunun boyutlarını kavramalarına yardımcı olmaktır. LİDERLİK Liderlik üzerine yazılmış çok sayıda değerli eser mevcuttur. Bu eserlerin bir kısmı teoriktir, bir kısmı pratiğe yöneliktir. Özellikle biyografiler, anılar, liderlerin kendi yazdıkları ve kendi mücadelelerini anlattıkları ikinci grubun ürünleridir. Konuyu kuramsal olarak ele alan birçok yapıt vardır: Acar Baltaş ’ın Türk Kültüründe Liderlik, Ekip Çalışması ve Liderlik, Bir Yolculuk Olarak Liderlik ;   John Adair ’in Etkili Stratejik Liderlik, Bir Lider Nasıl Yetişir ; Kevin Murray ’ın Karizmatik Liderlik ; Uğur Zel ’in Kişilik ve Liderlik kitabı. Henry Kissinger ’in Liderlik kitabı hem teorik hem de altı liderin analizini içermektedir. Mustafa Kemal Atatürk ’ün Nutuk ’u liderlik ve strateji incelemesi yapanlar için özel bir yer tutmaktadır. Lide

Büyük baş ağrısı: Suriye ve geleceği

  Büyük baş ağrısı: Suriye ve geleceği AKP iktidarının Suriye politikası Türkiye’nin güvenliği aleyhine birçok sonuç doğurmuştur. Çok basit bir ifadeyle 2011 yılında ABD ile birlikte girişilen Suriye’de rejimin değiştirilmesine destek politikası anılan ülkenin daha da istikrarsız bir duruma düşmesine yol açmıştır. Sınır güvenliği 2016’dan itibaren yapılan askerî operasyonlara rağmen tam olarak sağlanabilmiş değildir zira kontrol altına alınan ve güvenli kılınan alan hem sınırın yarısına denk düşmektedir hem de daha güneye ötelenen tehdidi ortadan kaldırmamıştır. Ülkeye kabul edilen, ağırlanan, özenle bakılıp beslenen ve sayısı tam olarak bilinemeyen milyonları aşkın sığınmacının varlığı da hem demografik yapının bozulmasına hem de iç güvenlik açısından büyük risklerle karşı karşıya kalınmasına yol açmıştır. Bu risklerin ne anlama geldiği önümüzdeki dönemde sosyal, ekonomik, siyasi alanları da kapsayacak şekilde kendisini daha çok hissettirecektir. İdlid’te HTŞ’nin varlığı ve et

Terörle mücadele üzerine

  Terörle mücadele üzerine Acımız büyük, hem de çok büyük. Ama ilk değildi, son da olmayacak! Hatta kısa süre sonra unutacağız; tıpkı Dağlıca’yı, Aktütün’ü unuttuğumuz gibi… Suya yazdığımın bilincinde olarak belki bir katkı olur diye kaleme aldım. Önce beş önemli konunun altını çizelim: Birincisi , birileri vatanseverliğin tapusunu almış, kendi dar dünyasının dışına çıkılmasını hainlikle yaftalamayı marifet sayıyor. Onların bu tutumunu alkışlayan kalabalıklar oldukça ve cesaret kaynağı olmayı sürdürdükçe keyfilik sürecek demektir. Bu durum, aklı başında birçok kişinin ülke meselelerini özgürce sorgulamasını ve görüş ileri sürmesini engelleyici etki yaratıyor. Kimisi korkuyor, kimisi ‘bana ne’ diyor! Fikri çölleşme büyüyor… İkincisi , 20 yıl önce PKK saldırıları sonrası TSK’yi yerden yere vuranlar, bugün koşulsuz olarak onu destekler görünüyor. Bu nefret/sevgi dengesizliği en çok TSK’ye zarar verdi, veriyor, vermeye devam edecek… İki TSK’miz yok. Ona göz bebeğimiz gibi sahip ç

Annemin ardından

Annemin ardından 1 Aralık sabahı 06.00’da telefonumun sesini duyunca irkildim ve uyku sersemliğiyle anladım olup biteni. Belli ki gelen haber annemin ölümüyle ilgiliydi. Açtım, Seza’nın acılı sesi bekleneni açığa vurdu. Annem ölmüştü. Oldukça serinkanlıydım ama giden bir anaydı. Lütfiye ile sarıldık birbirimize anneme sarılır gibiydik ikimiz de… Uzunca sayılacak bir zamandır hastaydı. Bir ölçüde unutkanlık da başlamıştı. Her gün konuşurduk. Son zamanlarda benim aramamı beklemeden kendisi arar olmuştu. Öyle ki bazen aradığını unutuyor, tekrar arıyordu gün içinde. Ama yine de zihin berraktı.   28 Mayıs 2023 günü öğleden sonra kötü bir haber almıştık. Annem düşmüş ve kalça kemiğini kırmıştı. Apar topar Kadirli’de aldım soluğu. Nasıl da hastaydım! Çok uzun sürmüştü grip… Ağustos’ta annemle 10 gün geçirdik İstanbul’da. Unutkanlıkları artmıştı. Torunlarını görüp mutlu olsa da kendi iç dünyasına dönmekte ve sürekli dualar etmekteydi.   Ağrıları vardı. Prof. Dr. Kenan Keklikçi’yi ziyare

Kissinger'in Liderlik kitabı üzerine-2: Nixon'un liderliği

  Nixon’un liderliği üzerine Kissinger, daha önce ana hatlarıyla incelediğimiz Liderlik kitabında Nixon’ın (1913-1994) liderliğini esas itibariyle onun ABD başkanlığı dönemini (1969-1974) dikkate alarak değerlendirmektedir. Bilindiği Nixon ABD başkanlığına iki defa seçilmiştir. İkinci seçim zaferinden kısa bir süre sonra Watergate skandalı nedeniyle istifa ederek görevinden ayrılmıştır. ABD tarihinde istifa ederek ayrılan tek başkandır. Daha önce 1953-1961 arasında Eisenhower’ın başkan yardımcılığı görevinde bulunmuştur.   Kissinger’in Nixon değerlendirmesi anlamlıdır zira ilk başkanlık döneminden ayrılışına kadar onun en yakınında olmuş kişilerden biridir. Bir araya gelmeleri de ilginçtir. Kissinger başkanlık seçiminde Nixon’un rakibi olan Rockefeller’ın yarı zamanlı dış politika danışmanlığı yapmaktadır. Buna rağmen Kissinger’i kendi ekibine almıştır. Bu seçim, onun liyakat merkezli bir yaklaşım sahibi olduğunu göstermektedir.   Kissinger Nixon’u 20. Yüzyılın çığır açan liderle

Henry Kissinger'in Liderlik kitabı üzerine-1

  Kissinger’in Liderlik kitabı üzerine Henry Kissinger’in yazdığı, Dünya Stratejisiyle İlgili Altı Ders alt başlıklı Liderlik kitabı (Runik Kitap, Çev: Ebru Kılıç, 2022) gerçekten okunmaya değer zira zengin bir içerik sunuyor. Yazar, doğrudan içinde bulunduğu olaylara yön veren liderleri analizi yanında özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında tanıklık ettiği gelişmeleri arı bir dille öykü tadında aktarıyor. Yazar’ın liderliğe olan ihtiyacı yaşamsal gördüğünü anlıyoruz: “ Liderlik olmazsa kurumlar yoldan çıkar, uluslar giderek oyun dışında kalmaya başlar ve nihayet felaket kaçınılmaz olur. ” (S.13). Tabii bu niteleme pozitif ya da iyi liderler için geçerli. Zira negatif ya da kötü liderler de kurumları çökertebiliyor, ulusları oyun dışında bırakabiliyor… Yazar da olumlu liderleri esas aldığı için bu konuya sadece değinmekle yetinelim. Kissinger’e göre, lider iki eksenin kesişim noktasında düşünür. İlki geçmiş ile gelecek arasında bir konumdur. İkincisi liderlik ettiği insanların

Atatürk'ü minnet ve özlemle anarken

  Atatürk’ü minnet ve özlemle anarken Onun hakkında birçok yargıda bulunmak mümkün. Bu kısa yazıda onu yakından tanımamıza katkı sağlayacağını umduğum bir kaynak kitaptaki fikirlerine yer vereceğim. Kaynak kitap kendisinin kaleme aldığı Zabitan ve Kumandan ile Hasbihal’dir (Türkiye İş Bankası, Kültür Yayınları, 2011). Kitabı Sofya’da askeri ataşe iken yazıyor. Esasen kitap sınıf arkadaşı Nuri Conker’in yazdığı Zabitan ve Kumandan kitabına bir yanıt kapsamındadır. Kitap 1914’te yazılsa da 1918’de basılmıştır; her seviyede komutan ve liderin yararlanacağı bir hazine gibidir. Her şeyden önce gerçekçi. Conker’in, “ Ordumuzun son Balkan Savaşı’ndaki kederli yenilgisi acı bir gerçektir. Hayal kırıklığına uğranıldı ” ifadesini yüz çarpan bir darbe olarak nitelendiriyor. “ Muharebede yağan mermi yağmuru, o yağmurdan ürkmeyenleri, ürkenlerden daha az ıslatır ” derken, hem cesaret hem irade gücü hem de adanmışlığa vurgu yapıyor. Vazifeye/vatana adanmış olmanın önemini kabul etmekl