İstifayı gerektirecek sonuç (Yanlış tasarımın bedeli, Cumhuriyet, 5 Haziran 2023)

 

Yanlış tasarımın bedeli

Seçime ilişkin önemli bulduğum birkaç hususa değineceğim.

Öncelikle adil olmayan bir seçimdi. Öyle ki artık güvenilir bir seçim yapılabileceğine ilişkin güvenim kalmadı. Bunun bilinen sebepleri arasında, kolaylıkla verilen vatandaşlıklar, yerinde nüfus sayımı yapılmaması, parmak boyası uygulamasının kaldırılması, devletle iktidar partisinin birleşmesini saymak mümkün. Bunları çoğaltabiliriz. Küçük bir kesit aktarayım. İkinci tur öncesinde Jandarma Genel Komutanı’nın Şenoba’yı ziyaret görüntülerini gönderen arkadaşımın sorusuna, çok masumane bir şekilde, ilgilinin o bölgede görev yaptığını, Hazım Babat’ı ziyaretinin de normal olduğunu yazdım ama faaliyet belli ki seçimle bağlantılıydı.

Bilinmeyen sebepleri kanıt gerektirdiği için saymak yersiz olur. Zaten esas yazmak istediğim de iki liderin yaptığı yanlış tasarımdır.

Kılıçdaroğlu’nun toplumun farklı kesimlerini birleştirme ve demokratik bir platform oluşturma ve buradan parlamenter sisteme geçiş arayışını tu kaka edemeyiz. Ancak olmayacak duaya âmin dendiğini belirtmek zorundayız.

Kılıçdaroğlu ile Akşener, en başta konuşup karara bağlamaları gereken adayı, en geç tarihte belirlediler. Üstelik bu köşede eleştirdiğim gibi bunu hatalı bir şekilde yaptılar.

Kılıçdaroğlu’nun adaylığı yanlıştı. Seçim sürecinde gösterdiği performansa saygı duymam ayrı bir boyuttur.

Madem aday olacaktı, en başta bunun kararı verilmeliydi. Ama beş yardımcıyla değil, tek yardımcı Akşener olmalıydı. Böyle bir yönetsel yapının kabul edilmesi tuhaftır.

Kurulan masanın kompozisyonu da yanlıştı. İki eski AKP’linin (Babacan-Davutoğlu) varlığı hükumeti eleştirebilmek için seçim stratejisinin önemli bir parçası olabilecek FETÖ’nün palazlandırılması, Suriye politikası ve sığınmacılar sorunu, TSK’ye kurulan kumpas konularında kendini silahsız bıraktı. Açılım da dâhil edildiğinde iktidarın aşil topuğuna basma şansı ortadan kalktı. Aksine Erdoğan bu konulardaki sorumluluğunu 6’lı masanın kucağına bıraktı. Geçmişte FETÖ bağlantısı olan kimi adayların MV listelerinde yer bulmaları da rakibe hizmet olarak yansıdı…

Hatta öyle ki masayı terör sevici hale getirdi. Şantaj video etkisini gösterdi. Bazı PKK TÖ liderlerinin kimi mesajlarıyla belli merkezlerle iş birliği yaptığı zannına kapıldım. Bunlar kesinlikle bilinçliydi.

HDP oylarına talip olunması ve onları küstürmemek kaygısı, kimi abartılı söylemler bunlara eklendi. Bu konuda Mansur Yavaş’ın çıkışları yetersiz kaldı. Kimlik merkezli güvenlik kaygısı egemen oldu. İki tur arasında Kılıçdaroğlu’nun bazı tepkileri de abartılıydı.  

FETÖ’nün yurtdışı beslemeleri 15 Mayıs tarihli uçak biletlerinin fotoğraflarını sosyal medyada paylaştıklarında kimse de çıkıp, “bağımsız Türk yargısı önünde hesap vermek isteyen buyursun” hatırlatması yapmadı.

Sığınmacılar konusunda iki büyük hataya tanıklık ettik. İlki Suriye politikasına başından beri karşı çıkılsa da sığınmacılar konusunda kararlı tutum takınılmadı. İkincisi seçmen niteliği kazanan sığınmacı sayısı konusunda gerçeklerden kopuk açıklamalar yapıldı. Bu, ciddiyet sorununa işaret eder!

Erdoğan kendisine düşmanlık edenleri etrafında toplamayı becerirken, Kılıçdaroğlu yakınındaki insanları yanında tutamadı. İki lider Memleket Partisi’ne, Zafer Partisi’ne, Adalet Partisi’ne, Bağımsız Türkiye Partisi’ne, Doğru Parti’ye çok daha erkenden kucak açmalıydı.  

İkinci tur öncesi Zafer Partisi’yle yapılan mutabakatta yazılı olanlar zaten devleti kuran CHP’nin varlık sebebiydi. Bu konularda mutabakat yapılması tuhaf bir duruma işaret etti.  

Kimse alınan % 48 oyu başarı olarak göstermesin! Ortada açık bir başarısızlık var. 2014 CB’lığı seçim sonucuna göre Erdoğan % 51.8, muhalefet % 48.2; 2018’e göre Erdoğan % 52.5, muhalefet % 47.5 oy almış. 2023’de de farklı değil. Tek fark seçimin ikinci turda sonuçlanmış olmasıdır. Demek ki özel bir başarı söz konusu değil…

Öte yandan geride kalan bütün seçimlerde sandıkların önemli bir bölümüne sandık görevlisi gönderilememiş! Son seçimde de aynısı oluyorsa, ortada hem bir liderlik hem de bir karargâh sorunu var demektir.

Bu durum başarısızlığın en büyük göstergesidir ve istifayı gerekli kılar. Ordu yaşamında vazgeçilmez ilkedir: Yapılan ve yapılamayan her işten komutan sorumludur. Komutanı siz lider olarak okuyunuz lütfen.

Lider çok çalışan değil, kadroları ve sistemi çalıştırmasını bilendir. İnsanların içindeki enerjiyi çıkartan ve sinerjiye dönüştürendir! Bunu göremedik ve göreceğimize dair bir umut ışığı yoktur!

Karanlık bir geleceğe yelken açılmış oldu! Yanlış tasarımın bedelini ülke olarak ödeyeceğiz…

Cumhuriyet, 5 Haziran 2023

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Terörle mücadele üzerine

Cumhuriyet'te yaşananlara ilişkin tavrım

Bende kalmasın herkes bilsin